Doğal afetler dünya genelinde binlerce kişinin ölümüne neden olurken, ülke ekonomilerinde de dev kayıpları beraberinde getiriyor. Aon’un ‘Küresel Felaket Raporu: 2018 İlk Yarı Yıl’ çalışmasına göre, yılın ilk yarısında doğal afetler dünya çapında 45 milyar dolar ekonomik kayba neden oldu. Sigorta ödemelerinin ise yılın ilk 6 ayında 21 milyar dolara ulaştığı tahmin ediliyor.
Milyar dolarlık 15 doğal afetin 14’ü iklim kaynaklı
Rapora göre, 2018’in ilk altı ayında 156 adet doğal afet meydana gelirken, bu rakam 18 yılın ortalama doğal afet sayısını (142 adet) geride bıraktı. Söz konusu dönemde doğal afetler 2 bin 153 can kaybına yol açarken, 892 can kaybı sel felaketleri nedeniyle gerçekleşti. Doğal afetlerin ekonomik etkileri detaylı incelendiğinde de 10 milyar doların üzerinde ekonomik zarara sebep olan herhangi bir ‘mega felaket’ gerçekleşmemesine karşın, milyar dolarlık kayba yol açan 15 doğal afetin 14’ünün iklim kaynaklı, 1 tanesinin ise deprem kaynaklı olduğu raporda yer buldu. Bu 15 felaketin 6’sı Amerika Birleşik Devletleri’nde, 4 tanesi Avrupa, Orta Doğu ve Afrika ülkelerinde, 1 tanesi de Kuzey, Orta ve Güney Amerika Kıtası ülkelerinde gerçekleşti.
“Kayıplar yönetilebilir boyutta”
Aon Risk Yönetiminden Sorumlu Genel Müdür Yardımcısı Tevfik Erdengi, küresel afetlerden meydana gelen kayıpların yönetilebilir boyutlarda gerçekleştiğini belirterek, şu ifadeleri kullandı:
“2018’in ilk altı ayı dünya çapında tek başına milyar dolarlık ekonomik kayba yol açan geniş çaplı felaketlere tanık oldu. Ancak kayıplar sigorta/reasürans sektörü için büyük oranda yönetilebilir boyutlarda gerçekleşti. Geçtiğimiz yıl, insani ve maddi maliyet perspektifinden bakıldığında tek başına bir olayın yılın tüm gidişatını değiştirebileceğini ortaya koydu. Gelecekte gerçekleşmesi muhtemel olayların olası etkilerini azaltmaya yardımcı olacak şekilde şirketlerin kendi risk düzeylerini saptama ve bunun farkında olmaları önemli bir kazanım olacak.”
Rapor, doğal afet kaynaklı sigortalanmış kayıpların ise geçtiğimiz 18 yıllık ortalamanın genel olarak altında olduğunu gösteriyor. Coğrafi dağılım özelinde Türkiye’nin de içinde yer aldığı Avrupa, Orta Doğu ve Afrika ülkelerinin (EMEA) ve Kuzey ve Güney Amerika ülkelerinin belirtilen dönem için kendi ortalamalarının üzerinde olduğu görülüyor.
(İHA)