Eskişehir Özel Gürlife Hastanesi Diyetisyeni Özlem Çakır, bireylerin obeziye yakalanma nedenlerinin yüksek ve düşük gelir seviyeleriyle de alakalı olduğunu belirterek konuyla ilgili eğitimin çok önemli olduğunu vurguladı.
Tüm dünyada binlerce insanda görülebilen obezite, çağın en büyük sağlık sorunlarından biri olarak biliniyor. Obezitenin nedenleri olarak, aşırı yemek tüketimi, düzensiz beslenme, uyku düzeni ve yetersiz fiziksel aktivite gibi sebepler öncelikli görülüyor.
İnsan yaşamanı olumsuz yönde etkileyen bu rahatsızlık uzmanlara göre ise kişilerin gelir seviyeleriyle de alakalı olarak değerlendiriliyor. Gelir seviyesi yüksek olan bireyler gidecekleri yere yürümek veya toplu taşımayla gitmek yerine kendi araçlarıyla gittiklerinde hareket kısıtlılığı yaşadığı gibi obezite riskini arttırıyor. Gelir seviyesi düşük olan kişiler de daha az kaliteli olan nişasta ve karbonhidrat ağırlıklı besinleri tercih ettiklerinde obeziteye yakalanabiliyorlar.
Konuyla ilgili Eskişehir Özel GürLife Hastanesi Diyetisyeni Özlem Çakır, gelir seviyesiyle ilgili düzensiz beslenmenin bebekken bile insanların başına gelebileceğini söyledi. Çakır, “Obeziteyle ilgili risk her zaman var. Özellikle gelişmiş ve gelişmekte olan toplumlar için obezite şuanda daha büyük bir risk teşkil ediyor. Çünkü gelir seviyesinin artmasıyla birlikte insanlar harcamalarını daha şuursuzca, daha düzensiz yapıyor. Bu bebekken bile insanların başına geliyor. Çalışan anne vakit kaybı olmasın diye emzirmek veya süt sağıp bırkamak yerine gelir seviyesi yüksekse mama kullanmayı tercih ediyor ve çocuğunu en kaliteli besin anne sütünden mahrum ediyor” ifadelerini kullandı.
“Gelir seviyesinin yüksekliği hareketi de azaltıyor
Gelir seviyesinin yüksekliğinin hareketi azalttığını ve her gelir seviyesinden insanların eğitilmesi gerektiğini ifade eden Çakır, “Her türlü gelir seviyesindeki yüksekliği biz eğitim ile desteklersek obezite riskini azaltmış oluruz. Çözüm odaklı olmak istiyorsak eğitimi ön plana koymalıyız. Gelir seviyesi düşük de olsa yüksek de olsa insanlar eğitilmeli. Eğitimle maket alışverişini temel gıdaları (et, süt, yumurta, meyve ve tahıl) ön planda yaparsak toplumda obezite oranını azaltmış oluruz. Bunun dışında gelir seviyesinin yüksekliği hareketi de azaltıyor. Bu anlamda da obezite de sorun yaşanmış oluyor.
Gelir seviyesinin yüksekliğiyle insanlar toplu taşıma araçlarını kullanmayıp kendi araçlarını kullanma ihtiyacı hissediyorlar. Böyle olunca hareket kısıtlılığı oluyor. Bu da obezitenin temel nedenlerinden birisi. Çünkü ne kadar egzersiz yaparsanız, ne kadar çok hareket ederseniz en azından yediğinizi harcamış olursunuz. Böyle olunca da obezite riskini biraz olsun düşürmüş olursunuz” diye konuştu.
“Gelir seviyesinin tamamen düşük olması da obeziteyi etkiliyor”
Son olarak gelir seviyesi düşük kişilerin daha az kaliteli besinleri tüketmelerinden dolayı bireylerin obez olduğunu aktaran Diyetisyen Özlem Çakır şunları söyledi:
“Başka açıdan bakarsak bireylerin işsiz olması, gelir seviyesinin tamamen düşük olması da obeziteyi etkiliyor. Çünkü bu sefer de insanlar daha az kaliteli beslenerek şeker, karbonhidrat, nişasta ve fazla yağ içerikli besinleri kullanıyor. Bu da karın içi yağlanması ve obezite de büyük bir risk taşıyor. Önlemek için de en başta eğitim gerekiyor. İnsanları eğitirsek obeziteyle ilgili sorun kalmamış oluyor.”
(İHA)