Hazine ve Maliye Bakanı Berat Albayrak, Ankara’da bir otelde düzenlenen programda konuştu. AK Parti hükümetlerinin işbaşına geldiği günden bugüne kadar gerek kaydedilen istihdam artışı, gerek yoksullukla mücadele, sağlık ve eğitim gibi alanlarda yaptığı, ekonomik büyümeye kapsayıcı bir nitelik kazandırdığı noktalara değinmek istediğini aktaran Albayrak, “Yerinde ekonomi politikalarımız ve buna bağlı olarak ülkemizin ekonomisi her türlü olumsuzluklara rağmen sağlam yapısını koruyabilmiştir. Önümüzdeki dönemde amacımız bu kazanımları ileri seviyelere taşımak, ekonomik büyümenin daha sağlıklı, dengeli ve sürdürülebilir olmasını temin etmektir. Bu çerçevede belirlenen stratejimizi malum Eylül ayında açıkladığımız yeni ekonomi programı çerçevesinde dengelenme, disiplin ve değişim sloganı ile 2019 ve 2021. yıllarını kapsayan bir şekilde ortaya koyduk” ifadelerini kullandı.
“Belirttiğimiz hedeflere yönelik yapmamız gerekenler ekonomideki kırılganlıklarımızı azaltmak başta olmak üzere ekonomimizi finansal şoklara karşı çok daha güçlü kılmak olacaktır” diyen Albayrak, “Türkiye ekonomisi sağlıklı ve etkin işleyen finansal piyasaları ve güçlü altyapısıyla sermaye piyasalarının daha da derinleşmesi ile her geçen gün gerek dünya ekonomisi, gerek bölgesindeki ağırlık ve etkinliğini artırmaya devam etmektedir. 2018 yılında da sağlam ve güçlü duruşunu sürdüren bankacılık sektörümüz, reel sektörümüze sağladığı finansmanla ekonomik büyümemizi ve kalkınmamızı desteklemeye devam etmiştir.
Mali piyasalar ve reel sektör arasındaki ilişkinin sağlıklı ve güçlü olmasının ekonomik büyümenin sürdürülebilir kılınmasında kilit unsurlarından birisi olduğunun bilincindeyiz. Bu bakış açısından hareketle iktidarımız döneminde başta bankacılık sektörümüz olmak üzere mali piyasalarımızın gelişmesini her zaman önceliklerimiz arasında tuttuk. Bu çerçevede önümüzdeki dönemde de ekonomimizin ihtiyaç duyduğu finansmana erişimde önemli rol oynayan finansal sektörün potansiyelini daha da ileri taşıyacak ve aracılık faaliyetini etkin bir şekilde sürdürmelerini sağlayacak, özellikle sermaye piyasalarını geliştirerek sadece bankacılık sektörüne mahkum değil alternatif türev enstrüman ve piyasa oluşumlarıyla hacmini inşallah daha da geliştireceğiz” açıklamasında bulundu.
“Geldiğimiz noktada dengelenme süreci olarak nitelendirdiğimiz bu süreçte çok önemli bir mesafe katettik”
Ağustos ayı içinde finansal piyasalara yönelik baskılara bağlı olarak piyasalarda önemli dalgalanmalar yaşandığını hatırlatan Albayrak, “Geldiğimiz noktada dengelenme süreci olarak nitelendirdiğimiz bu süreçte çok önemli bir mesafe katettik. Nitekim ekonomimizin sağlam altyapısı, zamanında ve kararlılıkla aldığımız tedbirler ve ekonomi programımızın piyasalarda verdiği güven sayesinde finansal piyasalarda normalleşme sürecine ulaştık. Ağustos sonundan bugüne kadar döviz kurunda yaklaşık yüzde 20’ye varan bir iyileşme kaydedildi ve Türk Lirası bu dönemde özellikle birçok gelişmekte olan ülkeye kıyasla çok daha pozitif ayrıştı. Bu dönemde ülke risk primi dediğimiz CDS’lerde yaklaşık 230. puan, 10 .yıllık devlet tahvili bazı devlet tahvil faizi oranında yaklaşık 480. baz puan gerileyerek yine ciddi bir pozitif gelişme gösterdik.” diye konuştu
“Mali disiplin bugüne kadar ekonomik başarılarımızın en önemli çıpalarından biri oldu, bu şekilde de kalmaya devam edecek”
Albayrak, konuşmasına şöyle devam etti:
“Mali disiplin bugüne kadar ekonomik başarılarımızın en önemli çıpalarından biri oldu, bu şekilde de kalmaya devam edecek. YEP’te önümüzdeki birkaç yıl potansiyel büyümemizin daha altında bir büyüme hedefi koyduk. Amaç daha kaliteli üretime dayalı, lüks tüketim harcamalı ithalata dayalı değil. İç piyasa ve istihdam noktasında yerli üretim kaynaklı bir kaliteli büyümenin üzerine inşa edilecek bir dönüşüm. Bu anlamda ilk önceliğimizi ekonomideki kırılganlıklar ile mücadele olarak belirledik. Yeniden dengelenme olarak ifade ettiğimiz bu sürece ilişkin gelişmeler, son 3-5 aydaki gelişmeler büyük umut vaat ediyor.
Ticaret Bakanlığının açıkladığı geçici dış ticaret verilerine göre ihracatımız yıllık 168.1 milyar dolarla tarihinin en yüksek ihracat rakamına ulaştı. Mayıs ayında 58.1 milyar dolarla tepe noktasına ulaşan yıllıklandırılmış cari işlemler açığı ki, Haziran, Temmuz, Ağustos 60 olacak, 70 milyar, 80 milyara gidiyor diye birilerinin yüksek sesle bağırdığı bir ortamda özellikle Ağustos, Eylül. Ekim aylarında verilen cari fazlaların etkisiyle Ekim ayı itibariyle 39.4 milyar dolar ki ben şunu ifade ediyorum, yıl sonu itibarıyla inşallah 20 küsür milyar dolarlarda gerçekleşecek bu rakam.
Geçen yıl 2017’de yüzde 5.6 oranında gerçekleşen cari açığın milli gelire oranı yine yüzde 6, 7, 8.’lere gidiyor dendiği bir ortamda ihracat ve turizmdeki güçlü performansla birlikte ve ithalatın yavaş yavaş gerilemesiyle birlikte yıl sonu YEP’te söylediğimiz yüzde 4,7. oranının çok daha altında yüzde 3’lerde bir oranla yılı inşallah tamamlamayı bekliyoruz. Son 4 ayın performansına baktığımızda ihracatta pozitif bir artış, ithalatta çok ciddi bir negatif daralma. Program dönemi sonu için hedefimiz yüzde 2.6 idi ve bu hedefe adım adım yaklaşıyoruz.”
Benzer bir ekonomik süreci yaşamak
Uluslararası finansal koşulların ve Türkiye ekonomisine sıkıntıların dikkatlice izlenmesi suretiyle YEP çerçevesinde belirlenen strateji ve hedefler paralelinde birçok önlem alındığını ve proje başlatıldığını hatırlatan Albayrak, “10 yıl önce 2008 küresel finansal kriz döneminde benzer bir ekonomik süreci yaşamamıza rağmen 2008 küresel finansal krizi bizim krizimiz değil, küresel bir kriz.
“Bugün yaşadığımız bu saldırılarla birlikte yaşanan sürecin detaylarına baktığımızda Türkiye’ye özgü bir saldırı ile karşı karşıya kaldığımız bu dönemde 2008’den farklı olarak bir de kur, faiz ve enflasyona yönelik bir atakla karşı karşıya kaldığımız bir süreçte o günden çok daha hızlı ve güçlü koordineli refleksler vererek bu süreci çok ama çok kısa bir süreçte püskürttük. Bugün Türkiye üçüncü çeyrekte bütün beklentilerin aksine küçülme değil pozitif bir büyüme gösterdi. Piyasalar refleks olarak birilerinin hayal ettiği 5 küçülecek, 10. küçülecek noktasında değil, çok daha sağlam bir karşı cevap vermeye başladı.”
“Bütün bunların yeni sistem olarak 24. Haziran’da geçtiğimiz Cumhurbaşkanlığı sisteminin çok daha hızlı aksiyon, çok daha hızlı reaksiyon, çok daha hızlı etkin bir karar alma süreçleri ile çok daha etkin yönetim modeli ile gerçekleştiğini bilmemiz lazım” değerlendirmesinde bulundu.
“Hiçbir şekilde YEP’te ortaya koyduğumuz hedeflerden taviz vermek yok”
Türkiye’nin üretken kapasitesinin artırılmasına, işgücü verimliliğinin artırılmasına ve gelir dağılımının iyileşmesine yönelik birçok politika ve tedbirler aldıklarını söyleyen Albayrak, “Sıkı bir şekilde takibini yapacağımız bu programla birlikte bir yandan ithalata bağımlılığımızı azaltacak. Diğer yandan da ekonomimizi daha rekabetçi kılacağız. YEP’in temel ilkelerinden bir tanesi değişim. Ülkemiz üretim ve ihracat yelpazesinde yüksek katma değerli ürünlerin payının arttırılması yönünde bir yapılandırmaya hızlı bir şekilde geçmektedir. İlk günden itibaren piyasalarla ve farklı paydaşlarla kurduğumuz etkili ve şeffaf iletişime rağmen birilerinin sürekli negatif algıyı hakim kılmaya çalışıldığına hepimiz şahit oluyoruz. Hiçbir şekilde YEP’te ortaya koyduğumuz hedeflerden taviz vermek yok. Bütçe disiplini konusunda sıkı duruşumuzu sürdürmeye devam edeceğiz” dedi.
“Merkez Bankasından Hazineye 37 milyar lira devredilecek”
Geçtiğimiz günlerde Merkez Bankasının olağanüstü genel kurul kararı alması ile ilgili çok sayıda asılsız haber ve iddianın olduğunu söyleyen Albayrak, “Nisan ayında Hazineye devredilecek Merkez Bankası karının Ocak ayında Hazineye devredilmesi ile alakalı bu adımın amacı, hedefi çok açık ve nettir.”
“Bütçe kapsamında biz Merkez Bankasından Hazineye devredecek karı bütçeye 20 milyar civarı olarak öngörmüştük ama geldiğimiz noktada rakama baktığımızda ortaya çıkan tablo bu rakamın 37 milyar liralar seviyesinde olacağını gösteriyor.” dedi.
Buna yönelik konuşmalarına açıklık getiren Albayrak, “Yani bütçede koyduğumuz rakamın çok daha üzerinde ve beklentimizin çok daha üzerinde bir rakam. Bu kaynağın önemli bir kısmı Ocak ayında devreye girecek. Nisan yerine Ocak’ta bu karın Hazineye devredilmesinin amacı, etkin nakit yönetimi kapsamında kamu yatırımları, kamu ödemeleri, piyasa ödemeleri, KDV. iade ödemelerinin bu ekonomik koşullarda çok daha hızlandırılarak piyasaya likiditenin çok daha hızlı bir şekilde sunulmasıdır. Ekonomide güzel şeyler oldukça kimler rahatsız oluyor biliyoruz. Sıkıntı yok ama bütçe disiplini ve bütçe limitleri çerçevesi içerisinde duruşumuz devam ediyor. Bütçede öngördüğümüz ya da bütçede ortaya koyulan esneme alanı dışında hiçbir yeni alan yok” diye konuştu.
Düzenli sosyal yardım faturasını devlet ödeyecek
Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın son grup toplantısında verdiği müjdeleri hatırlatan Albayrak, özellikle düzenli sosyal yardım alan ihtiyaç sahibi vatandaşların aylık 150. kilovatsaate kadar belirli kilovata göre temel elektrik tüketim ihtiyaçlarını artık sosyal devlet olma kapsamında devletin karşılayacağını, ortalama 80 liraya kadarki faturasını devletin ödeyeceğini anlattı.
Kredi kartı borcunu ödemekte güçlük çeken vatandaşlara yönelik yeni kredi paketinin devreye alındığını bildiren Albayrak, 24 aya kadar olanlarda yüzde 1.1, 60 aya kadar olanlarda da yüzde 1.2. gibi düşük bir faizle bu çerçevede yapılandırılarak özellikle alt gelir grubunda vatandaşların da bu noktadaki yapılandırma ile nefes almasını sağlayacaklarını ve uygun ödeme koşullarıyla kredi kartı borçlarından kurtulacaklarını ifade etti.
(İHA)